Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin 27 Haziran sabahı Yekaterinburg kentinde Azerbaycanlıların evini basması, 5 kişiyi işkenceyle öldürmesi ve onlarcasını ölüme terk etmesi haklı olarak her birimizi öfkelendirdi. İşkence mağduru olan soydaşlarımız Rus vatandaşı olmasına rağmen, biz bir halk ve bir devlet olarak onların yanında durduk ve destekledik. Hem devlet hem de halk olarak çok güzel bir birlik oluşturuyoruz.
Yaşananlardan sonra Rusya’nın Azerbaycan ile olan tarihi ilişkilerini bir kez daha hatırladık ve adeta yeniden yaşadık. Yekaterinburg’daki bilinen bu suç ilk değil ve muhtemelen son da olmayacak. Irkçılığı ulusal ideoloji seviyesine yükselten Rusya’nın halkımıza karşı işlediği suçların uzun ve korkunç bir kronolojisi var.
Rusya’nın Azerbaycan’a saldırıları 9. yüzyıla kadar dayanır. 1800’e kadar süren bu saldırılar hakkında internette detaylı bilgiler bulunduğundan ayrıntıya girmeyeceğiz. Ancak Azerbaycan’ın kaderini belirleyen Rus müdahaleleri esas olarak 19. yüzyıl başlarında yoğunlaştı.
1805’te Kürekçay Antlaşması ile Rusya’dan vasallık kabul eden Karabağ Hanı, bir yıl dolmadan—12 Haziran 1806’da—Şuşa yakınlarında 17 aile ferdiyle birlikte öldürüldü. 1920’de Azerbaycan’ı tekrar işgal eden Sovyetler, 15 yıl sonra kitlesel baskı ve infazlara başladı. Aydınlarımız, düşünen beyinlerimiz sürgüne gönderildi veya kurşuna dizildi.
1990’da Bakü’deki 20 Ocak Katliamı, ardından Karabağ’daki savaş ve Hocalı Faciası hâlâ hafızalarımızda. 2022 yılında Azerbaycan’la ittifak anlaşması imzalayan Rusya, iki yıl sonra Azerbaycan’a ait bir yolcu uçağını düşürdü. Bakü’den Grozni’ye giden uçağımız Kazakistan’ın Aktau kentinde düştü; 62 yolcudan 38’i hayatını kaybetti. Rusya’dan hâlâ bir özür gelmedi. Kremlin, yeni “sürprizleriyle” bizi şaşırtmaya devam ediyor. Aslında bu bizi artık şaşırtmıyor.
Rusya’nın insanlığa karşı işlediği suçların izleri, Yekaterinburg’daki bu son olayla yeniden gün yüzüne çıktı. Olay soruşturması adı altında yıllar önce gerçekleşen ve vatandaşlarımızın öldürüldüğü başka suçlar da hatırlatılıyor. Bu suçları ciddiyetle araştıracak olsak, Rusya’nın cezadan kaçması mümkün olmazdı. Ama ne yazık ki dünyada adaletin gücü değil, gücün adaleti var.
PUTLERİZM İLE DEVAM EDEN IRKÇI POLİTİKA, bugün her tarafa nefret, kin ve kan yayıyor. Saldırılar, cinayetler, toprak işgalleri, şehirlerin yıkımı, halkların bölünmesi… BÜYÜK RUS ŞOVENİZMİNİN ÖZÜ BUDUR. Ünlü yayıncı Nevrozov’un da dediği gibi: “Vatanseverlik, şovenizm ve emperyalizm, Rus halkı için her şeyin yerini alan alkol gibidir.”
Siyasi alkolizmden muzdarip, zehirlenmiş ve tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmış Kremlin, Hitler’in Almanya’sının bir zamanlar izlediği yolu izliyor. O yol ki dünyaya trajediler getirmiş, Almanya’yı uçuruma sürüklemişti. Bu politikanın özünü iyi anlayan Azerbaycan siyasi liderliği ise neyi, ne zaman ve nasıl yapacağını iyi biliyor.
Karabağ ve Doğu Zengezur’u kurtararak, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki kaldıraçlarını elimizden aldık. Bu zaferle Ermenistan’daki nüfuzlarını da yok ettik. Artık sadece Güney Kafkasya’da değil, tüm dünyada Rusya’ya sempati beslenmiyor.
Aynı dini, dili ve kanı taşıyan Ukrayna’yı işgal eden; şehirleri harabeye çeviren; yüz binlerce insanı öldüren; milyonları vatanlarından eden bir ülkeyi kim ister?
Mevcut durumda, Rusya’da Azerbaycanlılara karşı işlenen suçların birkaç amacı olabilir:
-
Ukrayna cephesinde kayıplar veren Rusya, içeride ulusal nefreti kışkırtarak dikkati dağıtmak istiyor.
-
Putin, Rus milliyetçiliğini kışkırtarak halkın desteğini almak ve iktidarını uzatmak istiyor.
-
Kremlin, Azerbaycan-Ermenistan barışının ardından bölgede etkisini tamamen kaybedeceği korkusuyla, göçmenleri sınır dışı ederek Azerbaycan’a baskı uyguluyor.
Rusya böylece Azerbaycan’da toplumsal gerilim yaratmayı planlıyor. Azerbaycan’ın bağımsız dış politikası, Moskova’yı rahatsız ediyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” açıklaması, Kremlin’e verilmiş en net cevaptır. Bu duruş, medeni dünya tarafından da takdir edilmektedir.
Bakü, Yekaterinburg’daki olayın ardından derhal tepki verdi. Dışişleri Bakanlığı, Rusya’nın konuyla ilgili acilen soruşturma başlatmasını ve faillerin adalete teslim edilmesini bekliyor. Rusya’nın Azerbaycan Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Pyotr Volokovykh, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak protesto iletildi.
Ayrıca, Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksey Overchuk’un Azerbaycan ziyareti iptal edildi. Sebep, Yekaterinburg’daki Azerbaycanlıların güvenlik güçleri tarafından vahşice katledilmesidir. Bu şartlar altında Rus yetkililerin Azerbaycan’a ziyareti uygun görülmemektedir.
Devletimiz görevini yerine getiriyor ve getirmeye devam edecektir. Halkımız da bu konuda devletinin yanındadır, aldığı kararları desteklemekte ve anlayışla karşılamaktadır.
Coğrafya kaderdir. Feodal yasalarla yönetilen, barbarlık ve şovenizmin hüküm sürdüğü Rusya, Ermenistan ve İran gibi ülkelerle komşu olmak bizim acı kaderimizdir. Bu tehditlere karşı direncimizi artırmak için Türkiye ve Gürcistan ile ilişkilerimizi güçlendirmeli, hatta konfederasyon seviyesine çıkarmalıyız.
Nitekim, liderimiz Mammad Emin Resulzade’nin yüz yıl önce söylediği söz hâlâ geçerliliğini korumaktadır:
“RUSYA KÜÇÜLÜP TARİHİ TOPRAKLARINA ÇEKİLİNCEYE KADAR, DÜNYA HALKLARI İÇİN BARIŞ OLMAYACAK.”
Yorumlar
Kalan Karakter: