Nalan ŞAHBAZOĞLU

Nalan ŞAHBAZOĞLU

SÜSLÜ KADINLAR BİSİKLET TURU
nsahbazoglu@gmail.com

HAYATA DEĞER KATAN SİZSİNİZ

27 Nisan 2024 - 14:47

Hayat aceleye gelir mi? Acele etmezsek eğer uçup kaçar mı elimizden? Kaçırdığımız ne çok şey var düşünsenize; Çocukluğumuz, kimimizin gençliği uçtu gitti, geriye, anılarımız yaşadıklarımız kaldı, yaşamak istediklerimiz yaşanmadan kaçtı gitti elimizden. Geriye ne kaldı, siz kaldınız ve sizde ne kaldıysa o. Vakit geç değil yapmak istediklerinizi yapmakta, hala umut var, umut biterse o zaman hayat biter, belki kaçırdıklarınızı yakalayamazsınız ama yapmak istediklerinizi yapabilirsiniz hala…
Bir saniye sonra başımıza ne gelecek bilmiyoruz, hayat bir anda değişebiliyor, en önemli yaşadığımız tecrübelerden biri de depremler oldu. Kimi hayatını, kimi ailesini, kimi sevdiklerini kaybetti, birçok insan evlerini, kazandıklarını kaybetti. Bir gün önce ne hayalleri vardı da, neler yapmayı planlamışlardı da depremle hayatları altüst oldu.
Bizler de İzmir depremini yaşadık yaklaşık dört yıl önce,  bulunduğumuz semtte yıkılan evler ve can kayıpları vardı. Depremden bir gün önce, kışa yaklaşırken çok giymediğim kıyafetlerimi ayırıp, ihtiyacı olan biri kullanır ümidi ile mahalledeki giyim kutusuna atmıştım. Ertesi gün deprem olduğunda hepimiz dışarıdaydık ve evlerimize girememiştik, üzerimizde ince kıyafetler vardı ve havanın soğuması ile üşümüştük , birden gözüm  giyim kutusuna takıldı, bir gün önce giyim kutusuna bıraktığım montlar, kazaklar, gözümün önüne geldi ve başkalarının ihtiyacı olacağını düşünmüştüm, kendimin buna ihtiyaç duyacağı hiç aklıma gelmemişti. Arabamızda bulunan battaniyelerimize sarıldık ve geceyi öylece geçirdik. Oysa sıcak yataklarımızda olacağımızı düşünmüştük hep kendimizi  ve  o an hayatta olduğumuz için halimize şükrettik. Bildiğiniz gibi sonra Kahramanmaraş ve çevre illerde daha büyük depremler yaşandı ülkemizde. Birçok canlar, hayaller ve umutları ile kayboldu gitti.
Hayatın bizden ne getireceği, ne götüreceği hiç belli değil. Önemli olan geçmişe takılmayıp, geleceğin kaygıları ile oyalanmayıp, hayata sarılmak yarın öleceğimizi bilsek bile yapmak istediklerimizden vazgeçmemek.
Yıllar önce tanıdığım amansız hastalığa düşmüş bir dostum, hayatla umudunu asla kesmedi, çalışmaya devam etti, etrafındakilerin “yeter artık dinlen” demelerine rağmen, resimler yaptı, sergiler açtı, kitap okumayı hiç bırakmadı, bahçesinde türlü renkte çiçekler açtı, onları hiç soldurmadı tıpkı ümitleri gibi. Sonunda amansız dedikleri hastalığı yendi. Sevdiği kadınla evlenip kendine mutlu bir yuva kurdu.
Bir şeyler yapmak için yaş geçti deme. Yaş geçer mi? Geçip giden sensin bu hayattan, yaş sayıdan ibaret, geçen ömür aslında. Kendine iyi bak, sağlığına dikkat et, sen kendine değer ver, başkalarının sana verdiği değere göre kendini değerleme. Herkesin sana verdiği değer farklı farklı, kimi az kimi çok. Senin hayatın değerli, sen değerlisin, hayat senle değerli. Yaşamaya değen hayata, değer katan sensin.
Hayat sizin; sevin, sevilin, sevgiyle kalın değerli okurlarım.









 

YORUMLAR

  • 0 Yorum