Demokrasi, halkın kendi iradesiyle yöneticilerini seçtiği ve ülkesinin geleceğini belirlediği en değerli yönetim biçimidir. Ancak ne yazık ki, tarihimizde bu iradeye defalarca müdahale edilmiş, milletin oylarıyla iş başına gelen iktidarlar zorla görevden uzaklaştırılmıştır. Adına “darbe” denilen bu girişimler, gerçekte sadece yönetimlere değil, doğrudan halkın özgür iradesine yönelmiş saldırılardır.
Darbenin olduğu yerde hukuk askıya alınır, anayasa yok sayılır, adalet yerine zorbalık hâkim olur. Darbecilerin kendi menfaatleri için kurdukları düzen, millete baskı ve yasaklardan başka bir şey getirmez. Siyasi hayat felç olurken, toplumun her kesiminde derin yaralar açılır.
Bugün hâlâ geçmiş darbelerin acı izleri hafızalarımızdadır. Yasaklanan düşünceler, susturulan sesler, işkence görenler, haksız yere cezalandırılan binlerce insan… Bunların her biri, darbenin sadece bir iktidar değişikliği değil, bir milletin ortak geleceğine vurulmuş ağır bir darbe olduğunu gösteriyor.
Ekonomik açıdan da sonuçlar farklı değildir. Darbeler, yatırımı ve üretimi durdurur, güveni yok eder, ülkeyi yıllarca geriye götürür. Halkın refahı azalır, gelecek umudu kaybolur.
Unutulmamalıdır ki, halkın iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. Sorunların çözüm yolu silah zoruyla değil, hukuk ve demokrasiyle olur. Seçimle gelen, yine seçimle gider. Demokrasiye yapılan her müdahale, sadece bugünü değil, geleceğimizi de karartır.
Tüm darbeleri, darbe girişimlerini ve darbecileri kınıyorum. Bir devletin başına gelebilecek en kötü şeydir darbe. Darbe, başlı başına bir sorundur. Çözümü ise halkın iradesi ile sonuçlanır.
Yorumlar
Kalan Karakter: