İzmir'de Su Fiyatları: Halkçı Belediyecilik Bu Mu?
Yayınlanma :
15.03.2025 15:41
Güncelleme
: 15.03.2025 15:41
İzmir’de yaşayan vatandaşlar, İstanbul ve Ankara’dakilere kıyasla çok daha pahalı su faturaları ödemeye devam ediyor. Üç büyükşehir arasında yapılan bir karşılaştırmaya göre, 13 metreküp su kullanan bir ailenin faturası İstanbul’da 413 TL, Ankara’da 360,53 TL iken, İzmir’de bu rakam 721 TL’ye ulaşıyor. Aradaki bu uçurum, İzmirli vatandaşların tepkisini çekmeye devam ediyor.
SU DEĞİL, ZAM AKIYOR
İzmir’de su faturalarının kabarmasında en büyük etkenlerden biri, ‘Katı Atık Toplama Bedeli’ adı altında tahsil edilen ek ücretler. İlçe belediyelerinin belirleyip tahsil ettiği bu bedeller, ilgili belediyeye aktarılıyor. Örneğin, Karşıyaka Belediyesi’nde yaşayan bir vatandaşın faturasına eklenen 120 TL’lik katı atık bedeli, Gaziemir’de yaşayan başka bir vatandaş için 180 TL olabiliyor. Bu durum, aynı şehirde yaşayanlar arasında bile ciddi bir fatura adaletsizliği yaratıyor.
Örneğin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Seferihisar’da, bir abonenin Eylül 2024’te 1.200 TL’lik su tüketimine karşılık 300 TL katı atık bertaraf bedeli ödediği görülüyor. Aynı abonenin Kasım 2024’te 900 TL su tüketmesine rağmen, yine 300 TL katı atık bedeli tahsil edilmiş. Üstelik belediyenin bu bedelleri artırmaya devam etmesi, vatandaşın sırtına ek bir yük bindirmiş durumda.
VATANDAŞ TEPKİLİ HALKÇI BELEDİYECİLİK NEREDE?
Sokakta konuştuğumuz vatandaşlar, faturalar arasındaki büyük farkın adaletsizliğine dikkat çekiyor. "Su faturaları arasında bu kadar büyük fark nasıl olur? İnanmak istemiyorum. Bu büyük bir eşitsizlik. Üstüne su ve elektrik faturalarındaki bu belirsiz kesintiler bizi iyice zora sokuyor. Bu haksızlığın giderilmesini istiyorum" diyerek tepkisini dile getirdi.
Asgari ücretle çalışan bir başka vatandaş ise "Kullandığımız suyun KDV’si, ÖTV’si derken 100 TL’lik su kullansak bile faturamız 500 TL’ye çıkıyor. Asgari ücretle geçinen biri olarak bütçemi sarsıyor. Bir de kota var, 11 metreküpü geçtiğimizde fiyat katlanıyor" dedi.
İzmir’in Bornova ilçesinde küçük bir işletme sahibi olan bir esnaf ise isminin açıklanmasını istemeyerek şunları söyledi: Belediye sözde halkçı ama İzmir’de bu hiç böyle değil. Oy verdik ama değişen bir şey olmadı. Faturalarda iyileştirme beklerken daha da yük altına girdik."
Peki, vatandaş suya erişim hakkını insani bir hak olarak mı, yoksa bir lüks olarak mı görmeli? Su gibi temel bir ihtiyacın, şehirden şehre bu kadar farklı fiyatlandırılması kabul edilebilir mi? İzmir’de su faturaları bu denli yüksekken, yöneticilerin "halkçı belediyecilik" anlayışını tekrar gözden geçirmesi gerekmiyor mu?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: