10 Kasım 1938… Dolmabahçe Sarayı’nda saatler 09.05’i gösterdiğinde bir milletin kalbi durdu. Mustafa Kemal Atatürk, gözlerini sonsuza dek kapadığında yalnızca bir lideri değil, bir çağın öncüsünü, bir milletin yeniden doğuşunu kaybettik. O an, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde bir dönüm noktasıydı. Yas, sadece gözyaşıyla değil; minnetle, bağlılıkla ve onun mirasına sahip çıkma kararlılığıyla yaşandı.
Her yıl 10 Kasım sabahı, bu büyük kaybın hüznüyle uyanır Türkiye. Ama bu hüzün, aynı zamanda bir diriliştir. Çünkü Atatürk’ü anmak, onun fikirlerini yaşatmak demektir. Onun “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır” sözü, bugün Anıtkabir’in taşlarında yankılanırken, Cumhuriyet’in sonsuzluğuna olan inancı da yeniden hatırlatır.
Saat 09.05… Ankara’da gökyüzü griye çalıyor. Rüzgar hafifçe esiyor, sanki o da suskunluğuyla bu büyük yas gününe eşlik ediyor. Anıtkabir’in taş merdivenlerinden ağır adımlarla yükselirken, kalabalığın içindeki sessizlik insanın içine işliyor. Herkes aynı duyguda birleşmiş: minnet, özlem ve sonsuz saygı.
Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybedeli 87 yıl oldu. Ama onun fikirleri, devrimleri ve Türkiye’ye kattığı değerler hâlâ canlı. Her 10 Kasım’da olduğu gibi bu sabah da Anıtkabir’de toplanan binlerce insan, sadece bir lideri değil, bir milletin yeniden doğuşunu anıyor.
Anıtkabir’in önünde duran çocuklar, ellerinde bayraklarla sessizce bekliyor. Gençler, yaşlılar, askerler, öğrenciler… Herkes aynı anda başını eğiyor. Saygı duruşu başladığında zaman duruyor sanki. O bir dakikalık sessizlik, bir ömrün doluluğunu anlatıyor. Bir milletin kaderini değiştiren adamın ardından duyulan derin bir sessizlik.
Atatürk sadece bir komutan değildi. O, bir fikir adamıydı. “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek barışı savundu. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyarak çağının ötesine geçti. Harf devrimiyle bir ulusun okuma yazma oranını yükseltti. Eğitimden sanata, tarımdan sanayiye kadar her alanda Türkiye’yi yeniden inşa etti.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında insanlar onu anıyor. Kimisi okul törenlerinde, kimisi evinde bir köşeye Atatürk’ün fotoğrafını koyarak. Ama en çok da Anıtkabir’de hissediliyor bu özlem. Çünkü orası sadece bir anıt değil; bir milletin kalbinin attığı yer.
10 Kasım, sadece bir yas günü değil. Aynı zamanda bir hatırlatma: Cumhuriyet kolay kazanılmadı. Özgürlük, eşitlik ve çağdaşlık için verilen mücadele hâlâ sürüyor. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü, bugün daha anlamlı.
Anıtkabir’den ayrılırken gözler dolu, kalpler dolu. Çünkü Atatürk’ü anmak, sadece geçmişi hatırlamak değil; geleceğe sahip çıkmaktır ve Dolmabahçe'den Anıtkabir’e ölümsüz bir aşktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: