Kaç kere söyleyeceğim sana? O izmariti ormanda yere atma. Ya yangın çıkarsa! Çöpünü çöpe at, tırnaklarını kes, sabah kalkınca yüzünü yıka, temiz ol. Yıkan, parfüm sık. Cidden çok mu zor insan gibi yaşamaya alışmak? Sizin bu özensizliğiniz, umursamazlığınız yüzünden bu ormanların yanması reva mı bize? Tabi ki sadece özensizlikten dolayı çıkıyorsa bu yangınlar. Biri sönerken başka yerden patlak vermesi tesadüfmüş. Ama ayrıca derler ki hayatta hiçbir şey tesadüf değildir! Bu yangınlar ciğerlerimizi yok ediyor. Sadece çıkan dumandan değil. Ormanlar dünyanın ciğerleridir. Dünyanın ciğerleri yanıyor! Ne yaparsın, senin ciğerini gelip yaksam o attığın izmaritle? Dünya ona böyle davranılmasını hak ediyor mu sizce?
Bir şey yapın! Ne olduğunu bilmiyorum. Çünkü bunun uzmanı ben değilim. Bunun için elbet birileri çalışıyordur. O zaman söylemeliyim ki ‘Herkes kapısının önünü süpürsün.’ Bak bakalım o zaman -herkes kendi işini yapınca- bir eksiğimiz kalıyor mu? Kalmaz tabi. Bu çok basit.
Yangınların çıkmaması için nasıl bir önlem alınması gerekiyorsa alın! Alın ki artık Türkiye güzelliklerinden olmasın. Gelen turistler yeşilimize hayranlıkla bakmaya devam edebilsinler. Bir gün bir bakacağız ki koruyacak bir yaprak yeşilimiz kalmamış. Yanacak ağaç kalmadığı için yangın durdu bu ülkede. Bunu da gördük. Bunun böyle olmasını mı istiyorsunuz? Biz üstümüze düşeni yapalım. Siz de üstünüze düşeni yapın. İnsanlar bilgilendirin, yangın yaşanmadan önce önlemleri alın. Alın ki artık dağlardan duman çıkmasın. Çiçek kokusu sarsın dört bir yanını çocukların. Bahçelerde tarlalarda güle oynaya gezsinler. ‘Yeşile baktıkça içi açılır insanın.’ derlerdi. Bakabileceğimiz bir yeşil kalmadı nerdeyse. Türkiye yeşiliyle güzel. Kimsenin de bu güzelliği bozmaya hakkı yok.
Yorumlar
Kalan Karakter: