İçimizdeki Çocuk-Bir gün daha geçti işte. Ve bir gün daha insanlık kaybetti. Kaybolan neydi? Sevgi neşe mutluluk huzur… Ve daha nicesi. Bunlar olmadan buna hayat denir mi? Hayat dense de yaşanmış bir hayat sayılır mı ki? Çocukların gülüp eğlenemediği bir sokağı, komşusuna kurabiye yapıp veremediği bir apartmanı, sevgililerin birbirinin ellerini öpmediği bir Kordon boyunu kim ne yapsın? Ben yaşamak istiyorum. Yaşamak demek, nefes almak değildir sadece. Yaşamak demek özgür olmak, güvende olmak, sevgi almak ve vermek, neşeyi iliklerine kadar hissetmektir. Hani yaşama sevinci deriz ya… Tam olarak o işte. O olmazsa neden var olalım? Bunlar olmayınca hayatın bir anlamı kalır mı? Soruyorum size! Size size! Sesiniz çıksın biraz! Ama sadece duyabileceğim kadar. Yoksa bağırmanızı istemiyorum bana. Savaş istemiyorum. Savaşın kazananı olmaz. Olamaz! Hepimiz huzuru hak etmiyor muyuz? Barışın huzurundan başka şey istemiyorum! İstediğini alan biriyimdir. Ve ben istediğimi alana kadar buradan gitmeyeceğim. AMA ÇOK İSTERSENİZ SİZ BURDAN GİDEBİLİRSİNİZ!
Savaşın kazananı olur mu sizce? Bence bu mümkün değil. Ancak Prag’da yapıldığı gibi gelen herkesin ülkeyi işgal etmesine izin verirseniz, kazanan olmasınız bile kaybeden de olmazsınız. Bu da bizim ruhumuza aykırı. Biz bir karış toprağı için onlarca kan döken şehitlerimize ihanet edemeyiz. Büyük Hun Devleti, Osmanlı ve daha birçok kurduğumuz devlette bizim vatanımıza nasıl bağlı olduğumuzu görebiliriz.
Tabi ki her ülkenin durumlara bir tavrı olmalı. Ama o tavrın içinde barış yoksa ne yapayım ben o tavrı?
Yorumlar
Kalan Karakter: