- İşte geldik uçurum kenarına. Eğer karşıya geçebilirsek Hayat Şelalesine ulaşacağız. O kadar heyecanlıyım ki ellerim titriyor.
Kulaklarım da uğuldamaya başladı. Kan şekerim düşüyor. Neyse ki yanımda bu gibi durumlar için her zaman şeker taşırım.
Yüzmediğimiz için şanslıyım.
- Çenen düştü senin de. Hadi ye şekerini, sıradaki engelin koruyucusunu bulalım. Buralarda kimse yok ama uzaktan bir ses
geliyor. At kişnemesi. Bak şurada uçan bir at var. Bu Pegasus.
- Adımı bildiniz faniler. Eğer geçmek isterseniz uçurumdan sizi taşıyabilirim sırtımda, çıkana kadar öbür ucundan.
- Evet Pegasus Bey. Yani Pegasus, bizi karşıya ulaştırabilir misin?
- Sırtımda o kadar yer yok. Sadece birinizi taşıyabilirim. Hanginiz benimle gelecek? Diğerini feda edecek.
- İkimizin de geçmesinin bir yolu yok mu?
- Var elbette. İkiniz tek bir bedene sahip olursanız, tek bir beden olarak geçebilirsiniz karşıya.
- Tamam onu anladık ama nasıl yapacağız?
- Sadece tek beden geçebilir karşıya.
- Allah allah. Ee zaten bunu söylemiştiniz. Nasıl tek beden olacağız onu söyleyin.
- Sadece tek beden geçebilir karşıya.
- Anladım, söylemeyecek. Bir yolunu bulmalıyız.
- Acaba birimizin bacaklarını kessek diğerine eklesek olur mu?
- O zaman da kafayı ne yapacağız? Onu da mı keseceğiz? Bu işte bir iş var ve onu bulmalıyız. Şimdiye kadar şansımız yaver gitti
de buralara kadar gelebildik. Ama her basamakta bir oyun vardı. Bunda da bir oyun var. O mecazen tek kişi diyordu bence.
- Haaaa! Anladım. 3 deyince beraber söyleyelim. 1,2,3… Burada tek bir beden var. Biz tek kişiyiz. Artık bir bütünüz ve sonsuza
dek birlikte yaşamaya hazırız.
- O zaman kanatlarımın altından ayaklarınızı geçirin. Sonsuzluk Denizi’ni geçince Hayat Şelalesi’ne ulaşacağız. Hadi atlayın!
- Yaşasın! Başardık! İşte Hayat Şelalesi. Bir damlası bile sonsuzluk için yeterli. Hadi içelim.
- Eeee… Şimdi nasıl geri döneceğiz hayatlarımıza?
O da başka bir maceranın konusu olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: