Bir süredir TBMM çalışmalarını izlerken, Atatürk'un koltuğunda oturan Meclis Başkanı ve konuşmacıların kürsüsünün arkasındaki "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözünü okuyup, konuşulanları duymuyorum. Millet iradesinin yok sayıldığı, halkın seçme hakkının yok sayıldığı bir dönemde, bu değerli sözün orada olmasının millet adına orada olanlar için bir önemi var mı yok mu? diye düşünüyorum, milyonlarca düşünen gibi. Cumhuriyetimizin 102. Yılını kutlarken bu sözün anlamının sadece duvara yazılmış bir söz olarak kaldığını Cumhuriyetin temel ilkelerinin birbir yok edildiğini, edilmeye çalışıldığını TC vatandaşı olarak yaşamanın acısını bedelini ödeyen olmak ne kadar korkunç bir duygu.
Bu psikoloji ile bir süredir, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen Kurtuluş mücadelesi, yüz binlerce Şehit kanıyla sulanmış vatan toprakları üzerinde yükselen Cumhuriyetin öyküsünü yeniden okuyor hatırlıyorum.
Arşivlerde bulunan Atatürk'ün kendi el yazısıyla aldığı notlar 86 Milyonun yeniden okuması hatırlaması gereken bir kurtuluş ve kuruluş destanıdır. 1922’de, Kocatepe’den Afyon Ovası’na büyük taarruzun başlamasına saatler kala Mustafa Kemal, Cumhuriyet’in dört temel sütun üzerinde yükselmesi gerektiğini vurguluyor. Eğitim, ekonomi, kültür-sanat ve imar. Aslında bu dört temel öğe, Osmanlı imparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ki kırılma noktaları. Bir ülkenin bir milletin geleceğini de anlatan bu bakış, Cumhuriyetin de kuruluş felsefesinin temelini oluşturuyor. perspektifini de ortaya koyuyordu. Türkiye bu kurucu felsefe ve milletin iradesi ile bedeller ödeyerek, on yıl süren savaş ve yıkımın ardından, Cumhuriyet kuruldu.
Cumhuriyet'in, Arapça “halk” anlamına gelen “cumhur” kelimesinden, Demokrasi'nin ise antik Yunanca “halk” anlamına gelen “demos” kelimesinden üretilmesi, Cumhuriyet ve demokrasinin farklı değil, halk egemenliğine dayalı yönetim biçimi anlamına geldiğini anlıyoruz.
Tam da bu noktada, TBMM de, belediye meclis salonlarında başkanlık kürsüsü arkasında yazan Eğemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir sözünün anlamı değeri daha çok, daha net anlaşılıyor.
Cumhuriyet'in üzerine kurulduğu;
-Çok partili serbest seçimli düzen.
-Yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığı.
-Düşünceyi ifade, yayımlama, medya ve örgütlenme özgürlüğü.
-Laiklik.
-Ekonomik ve sosyal adalet.
-Cumhuriyetin anlamı konusunda temel bir eğitim seviyesi,
gibi temel vazgeçilmez bul ilkelerin biri, bir kaçı değil hepsinin sağlanması Cumhuriyetin dimdik ayakta ve ilelebet ayakta olacağını gösterir. Bu ilkelerden birinin bile yok edilmesi, hangi koşulun yok edildiği ülkelerde ki yönetimler monarşi, oligarşi, teokrasi, diktatörlük olarak varlığını sürdürür.
Günümüz de, TC ve bugünün ana muhalefet partisi CHP'nin kurucusu Atatürk'te "Benim iki büyük eserim" derken bunları işaret ediyor. CHP'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nden önce Cumhuriyetin temellerinin atılması için kurulduğu da dikkate alınırsa, iki büyük eserin önemini bir kez daha anlamak gerek.
Bu açıdan bakıldığı zaman, 23 yıldır ülkeyi yöneten AKP’nin CHP’nin üzerinde uyguladığı baskı, yargı eliyle CHP'yi yeniden dizany etmeye çalışmasını doğru okumak gerekiyor. AKP'nin iktidarını sürdürmek için oy deposu olarak gördüğü tarikat cemaatler, domuz bağı cinayetlerinin faili Hizbullah uzantısı HÜDA-PAR gibi oluşumlara verdiği tavizlerde bu nedenle CHP için değil temelde Cumhuriyete yönelik siyaset tavrı/zihniyeti olarak kabul edilmelidir. Özellikle sosyal medya da, RTÜK'un görmedim duymadım diyerek sessiz kaldığı bazı TV ve gazetelerde, Atatürk'e Cumhuriyete artı 18'lik hakaret ve iftiralara karşı iktidarın suskunluğunu da "CHP'ye değil Cumhuriyet değerlerine" diye okumak gerekiyor.
Bunu yaparken,
CHP yönetiminin de yanlışlarını, toplumsal bazı sorunlarda siyaset yapma tarzını da görmek, yok saymamak gerekiyor. Cumhuriyet Bayramını kutlama törenlerinde iktidar, iktidar ortakları ve CHP ile diğer muhalefet partilerinin kameralar karşısında tokalaşarak verecekleri barış dostluk mesajlarının, ülkenin her karışın da, her yaşta ve cinsiyet ayrımı yapmadan toplumda barış ve dostluğa neden olması için Cumhuriyetle kalalım. Cumhuriyet Bayramımızın 102. yılını nice yüzyıllara Cumhuriyetle diyerek kutluyorum...
(Tuna BÜYÜKŞAHİN)
Yorumlar
Kalan Karakter: