Ahmet Özsoy

Ahmet Özsoy

ozsoyah@gmail.com

Seçim Heyecanı ve Örnek Bir Girişim

10 Şubat 2024 - 12:34

Türkiye dünya üzerinde seçimlerde en yüksek oy oranlarına sahip ülkelerden biri.
Avrupa’nı bazı ülkelerinde yüzde kırk ellilere değin düşen oy oranlarını düşününce ülkemizdeki bu seçime katılım oranı gerçekten oldukça yüksek.
Peki, katılımın bunca yüksek oluşunun bir nedeni olabilir mi?
Veya bu katılım oranı bizim demokrasiye olan bağlılığımızı mı gösterir? Ona sahip çıktığımızı, geliştirme arzumuzu vs.

Doğrudur yerel seçimlere katılımın yüksekliği halkın demokratik sürece katılımı özellikle demokratik yapının güçlenmesi açısından önemlidir. Ama ne yazık ki bizde her şey kitaplarda yazdığı gibi yürümez.
Halkın temsilcilerini doğrudan seçmesinin bir göstergesi gibi görünse de maalesef yukarıdan aşağı tüm seçilenler birilerinin iki dudağı arasından çıkan isimlerden oluşur.  Literatürde halkın yaşadığı bölgedeki ‘Belediye başkan ve Meclis üyelerini doğrudan seçimi’ olarak açıklansa da ne Şehr i Emin’imizi ne de onun üyelerini liyakatlarına göre bizler belirleyemeyiz.
Kent yönetimi liyakatli insanlardan oluşmalıdır ama ne yazık ki liyakat bizde sadece lafta kalır. Herkes liyakat der ama bu laf sadece karşı tarafı ya da yönetimdekileri suçlamak için kullanılan bir deyim olmaktan öteye gitmez.
Seçime kalan süre iki aydan daha az. Ama birçok yerde seçimlerde özellikle yerel seçimin gereği yerel bazda yapılması gerekenlerden ya da sorunlara çözümlerden daha ziyade genel politika üzerine tartışmalardan geçiyor.
Oysa günlük yaşamımızı etkileyen öylesine büyük ve çok sorunlarımız var ki.
Her ne kadar seçime sayılı günler kala birçok proje ortaya dökülse de bunların büyük çoğunluğu lafta kalır.
Çünkü hesap sorabilecek katılımcı bir demokrasi pratikte asla yoktur. Daha doğrusu böyle bir yapı hiçbir yöneticinin istediği bir şey değildir.
Örnek olarak son beş yıldır yapılan harcamaları, satılan belediye mülklerinin ne gerekçe ile satıldığı ve bu satış sonucu yaratılan kaynakla ne yapıldığı sorusunu kimsenin sormadığı gibi.
Partilerin çıkardığı adaylara bakınca neden gerçek anlamda bir demokrasiden, liyakattan uzak olduğumuz daha iyi anlaşılır.
Kaldı ki bu seçimlerin, bugüne değin gördüğümüz seçimlere katılım oranından daha düşük olacağına dair belirtiler şimdiden görülmeye başlandı.
İzmir’de her partiden binlerce kişi aday olarak yerel seçimlerde boy gösterecek olmasına rağmen halkın bu heyecandan çok uzak olduğunu görmek mümkün.
Tek tük protestolar dışında bir seçim heyecanı hala yok. Gelecek günler daha doğrusu vatandaş gösterilen adayları zorunlu olarak benimsedikten sonra bir hareketlenme olur mu?
Siyasette güvensizlik seçmende küskünlük yaratır bu da sandığı etkiler.

Yıllar önce seçim dönemlerinde liderler yan yana gelir tartışırlardı. Ama her zaman aralarında bir mesafe olurdu. Epey uzun süredir bu tür karşılaşmaları unutmuştuk. Ama geçenlerde bir STK’mız aracılığıyla bu konuda bir adım atıldı.
Balıkesirliler Derneği iki Büyükşehir Belediye Başkan adayımızı yan yana getirdi.
Bence çok önemli bir adım atıldı.                         
İki aday da demokratik bir ortamda özgürce düşüncelerini, kentin acil sorunlarını dile getirdiler.
Belki de yaşadığımız büyük deprem felaketinin yıldönümü olması nedeniyle iki aday da İzmir'in de deprem bölgesi olduğuna dikkat çekerek kentsel dönüşüm vurgusu yaptı. Belki de programlarının, projelerinin ortak noktası buydu.
Sayın Özlale: “Hamza Bey de ben de projeler üzerinden bir rekabet yürütüyoruz. İdeoloji üzerinden değil. İzmir’de bir deprem olduğunda İzmir, Hatay ya da Kahramanmaraş’tan daha az bir yara almayacak” derken Sayın Hamza Dağ da: ”Bizim Ümit bey ile siyasi partilerimiz ayrı olsa da 3 projemizin aynı olduğunu gördüm. Bizim bunları hayata geçirme mecburiyetimiz var. Bizim 5 yıl daha İzmir’in taleplerini öteleme ya da çözüm yapıyormuş gibi yapma şansımız yok” diye yanıt veriyordu.
Bu tür toplantılar halkın taleplerinin adaylarca duyulmasına ve bu doğrultuda adım atılmasının yolunu da açacaktır. Bu da katılımcı, şeffaf bir yerel yönetim ilkesinin gerçekleştirilmesi anlamında bir adım sayılır. Halkın yerel yöneticileri demokratik kuralların uygulanması doğrultusunda etkileme fırsatı da diyebiliriz.

                                       
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum