Merhaba sevgili dostlar,
Bugün sizlerle içimi dökmek, sizlerle dertleşmek istiyorum. Bir İzmirli olarak yıllardır içimde büyüyen bir hayal kırıklığını kaleme almak istedim: Şehir içi ulaşım çilesi.
Bir zamanlar İzmir’de bir yerden bir yere gitmek, hayatın sıradan bir parçasıydı. Tek araçla ulaşım mümkündü. Ne aktarma bilirdik, ne çileli bekleyişler... Köyleri bile rahatça görebilirdik. O günleri öyle çok özlüyorum ki...
Bugün ise her adımda bir aktarma zorunluluğu, bir ring hattı, bir tramvay ya da metro durağı var önümüzde. Yoruluyoruz. Maddi, manevi çöküyoruz. Artan maliyetler, bozuk kart makineleri, bozuk yürüyen merdivenler, çalışmayan asansörler, havasız vagonlar, arızalı duraklar… Tüm bunlar her gün biraz daha tüketiyor bizleri. Üstelik hijyen mi? O da sadece göstermelik. Kovid sürecinden geçmiş bir toplum olarak bu kadar özensizliği hak etmiyoruz.
Metro ilk açıldığında gururumuzdu. Her durakta görevli vardı, güvenlik görevlileri tertemiz, pırıl pırıl kıyafetleriyle işbaşındaydı. Şimdi gişeler kapalı, makineler sorunlu, yardım edecek kimse yok. Teknoloji çağındayız ama bu çağda teknolojiyle boğuşuyoruz. Yaşlısı, genci... Herkes çözüm arıyor ama bulamıyor.
Tramvay mı dediniz? Sahil güzergâhında kalacağını sandık, ama trafikle boğuşan caddelerin ortasında hatlar oluştu. Kırılma noktamız da tam burası oldu. Bornova’dan Konak’a gitmek için metroya ulaşmak zorundayım ama evim metroya çok uzak. Otobüse biniyorum, Alsancak’ta bırakıyor. Yine tramvayla aktarma... İllaki o tramvayı kullanacaksınız, başka çare bırakmıyorlar.
İzmir bir dönem “Yaşanılacak şehir” olarak anılırdı. Şimdi ise her gün eziyete dönüşen bir hayatta kalma mücadelesi. Bozuk yollar, taşan çöpler, aylardır bitmeyen kazılar, çamur deryasına dönen sokaklar... İzmirliler neden hep sabretmek zorunda? Neden hep beklemek zorunda?
Ben artık şikayet etmekten bile yoruldum. Eminim sizler de öylesiniz. Umuyorum ki bu yazı bir silkeleniş olur. Umuyorum ki birileri artık “Yeter!” der. İzmir halkı bunu hak etmiyor. Daha temiz, daha güvenli, daha erişilebilir bir şehir istiyoruz.
Sesimi duyan herkese teşekkür ederim. Umarım bu yazı, yalnızca bir İzmirlinin feryadı olarak kalmaz; milyonların sesi olur. Ve umarım yetkililer artık gerekeni yapar. İzmir, daha güzel günleri hak ediyor.
Kalın sağlıcakla. Sorunsuz, yılgınsız, bıkkınsız bir İzmir için...
Yorumlar
Kalan Karakter: