Sevgili dostlar…
Bugün sizlere İzmir’in simgelerinden, saat kulesi kadar değerli ama şimdilerde içler acısı durumda olan Kültürpark’tan bahsetmek istiyorum.
Fuar denilince aklınıza ne geliyor? Biraz nostaljiye gidelim…
Benim çocukluğumun en kıymetli anıları, o yemyeşil alanda, İzmir Enternasyonal Fuarı’nda saklı. Büyüklerimiz “Hadi fuara gidiyoruz” dediğinde sevinçten yerimizde duramazdık. Hayvanat bahçesi mi, çocuk parkı mı, lunapark mı derken heyecandan karar veremezdik. Gölette kayık turları vardı, gül bahçesinin mis kokusu vardı, her köşesi ayrı bir mutluluktu.
Hele o gül bahçesi… Ortadaki dairesel yolu saran çardakların üstü tamamen güllerle kaplıydı. Yürürken insanı sarıp sarmalayan o koku hâlâ burnumda. İlkokul öğretmenlerimizin bizi götürdüğü hayvanat bahçesini, orada hayvanları tanıyıp öğrendiğimiz günleri kim unutabilir?
Fuar sadece bir eğlence alanı değildi. Kültürün, sanatın ve eğlencenin kalbiydi. Gündüz matineleriyle gazinolar, akşam konserleriyle sahneler, tiyatro gösterileri… Evimizden dahi o sesler gelirdi. O yıllarda İzmirli kadınların favori eğlence mekânıydı gazinoların gündüz programları.
Ve okul gezileri… Her bahar mutlaka yapılırdı. Çuf çuf trenine binip fuarı turlamak, paraşüt kulesinden atlayanları izlemek… Cesaretini toplayıp çıkanlar olurdu, bir keresinde havada asılı kalan genç bir kız hâlâ gözümün önünde. O sahneyi kahkahalarla izlemiştik.
Bitki örtüsü bambaşkaydı. Koca çınarlar, hışırdayan yapraklar, nefes alan bir doğa… Hatta bir dönem bu bitkilerin katalogu bile hazırlanıp basılmıştı. Düşünün, o kadar kıymetliydi.
Her yıl açılışta uluslararası misafirler gelir, pavyonlar dolup taşardı. Dünyayı orada tanırdık. Broşür toplamak, sonra arkadaşlarla paylaşmak bizim için tarifsiz bir mutluluktu.
Lunapark mı? Ah, işte çocukluğumuzun kalbi! İlk kez dönme dolaba bindiğimde sekiz yaşımdaydım. İzmir’de göğe yükselen yapılar olmadığından, o dönme dolabın zirvesinden gördüğüm manzara bana dünyanın en yüksek noktası gibi gelmişti. Elma kurdu, çarpışan arabalar, korku tüneli… Her birinde unutulmaz anılar saklı.
Kadın figürlü havuzun önünde fotoğrafı olmayan İzmirli var mıdır acaba?
Kısacası; Fuar bir şehirdi, küçük bir dünyaydı. Aşıkların buluşma noktasıydı, çocukların rüyasıydı, büyüklerin gururuydu. İzmir dışından biri geldiğinde ilk sorulan şey “Fuara gittiniz mi?” olurdu.
Ama…
Bugün geldiğimiz noktada o görkemli fuar yok. Çocukluğumuzun neşesini taşıyan lunapark sökülüyor. Gözümün önünde anılarım bir bir yıkılıyor. O fuardan geriye kalanlar, biz İzmirlileri tarifsiz bir hüzne sürüklüyor.
Evet, zaman değişir, şehirler değişir. Ama değişim neden güzeli koruyarak, üzerine koyarak ilerlemek yerine, yok etme üzerine kurulu? Neden geçmişimizi yok ediyoruz?
Ben bir İzmirli olarak, Kültürpark’ın yok oluşunu seyretmek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm. Bizden sonraki nesillere sadece beton mu bırakacağız? Anılarımızı, çocukluğumuzu, gururumuzu neden koruyamıyoruz?
Buradan yetkililere seslenmek istiyorum:
Hepimizin çocukluğunda fuar vardır. Sizin de mutlaka bir anınız vardır. O anının hatrına bu nadide mekânı yeniden ayağa kaldırın. Kültürpark’ı koruyun, güzelleştirin. İzmir’in hafızasına sahip çıkın.
Çünkü biz çocukken fuar bizim hayatımızın en güzel parçasıydı. Ve o güzellik yok olmasın istiyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: