"Ne kadar sıcak bir dönemden geçiyoruz?" diye yazmaya okumaya başladığımız an, aklımıza hemen mevsimsel sıcaklık geliyor. Aşırı sıcak, boğan, adeta nefes almayı engelleyen nem... Uzmanların, bireysel bilgilerimizin yönlendirmesiyle mevsim koşulları ile mücadele ediyoruz. Bunu yaparken, siyasetin günde bir kaç kez değişen, bilinçli olarak değiştirilen ülke gündeminin kimi kez sıcak kimi kez, klasik deyimle "kanımızı donduran" gelişmelerine karşı ne yapıyoruz? Bireysel ya da toplum olarak, kişi özgürlüğünü sınırlayan uygulamalar karşısında mevsimsel sıcaklığı bile hissetmediğimiz günlerden geçiyoruz hızla.
Yerel seçimlerin ardından, sandıktan çıkan sonucun iktidar üzerinde "kaybettik", muhalefet üzerinde ki "kazandık", seçmenin "iktidarı uyardık, muhalefete sana bir şans verdik" mesajının doğru okunmadığını görmek, önümüzde ki sürecin daha da sancılı olacağının işareti.
23 yıllık iktidarın, genel ya da yerel seçimler öncesi verdiği, özellikle ekonomi, işsizlik, can güvenliği, özgürce düşünüp özgürce konuşup yazabilme özgürlüğünde toplumun rahat nefes almasını sağlama sözlerinin sadece arşivlerde kalması, muhalefete verilen bu "gollük pasın" özellikle ana muhalefet partisince auta taca atılıp atılmayacağı seçmen tarafından dikkatle izleniyor.
Yerel seçimlerde kazanılan büyük başarı ile vatandaşın verdiği görevi doğru okuyan CHP'li belediyelerin halka dokunan uygulamalarının "erken seçimi" çağıran etkilerini iktidar, tasarruf tedbirleri, SGK borçlarına haciz, belediye başkanlarına aba altından sopa gösteren uygulamalarla yok etmeye çalışırken, iktidar medyası ile CHP'ye genel başkan seçme, CHP'yi yönetme gibi bir görev üstlenmiş medya ve bireysel kalemler de, CHP içi tartışmalar üretip gündemi belirliyor. Bir önce ki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya hazırlanıyor, Mansur Yavaş mı Ekrem İmamoğlu mu Cumhurbaşkanı adayı olacak, İmamoğlu'ndan sonra İBB Başkanı kim olacak, Tunç Soyer genel başkan adayı olmaya hazırlanıyor gibi başlıkların, sokakta bir bardak çay içip içmeme hesabı yapan seçmenin gündemi olduğuna inanan var mı?
Tabii ki, son seçimde sandıktan 'iktidara hazırlan" mesajı alan CHP'de bu tartışmalar doğal. Tabii ki siyaset geleceği planlanmaktır. Ancak, eğitim, ekonomi, sosyal yaşam, kadına yönelik şiddet, sokak hayvanlarına yönelik katliam haberleri, vatandaşa sus konuşma mesajı veren, "sokak röportajında iktidarı eleştiren Dilruba' nın tutuklanması, kurucu önder Atatürk'e, Cumhuriyet değerlerine hakaret edenlerin özgürce konuşup yazması gibi gelişmeler karşısında, "Sen, ben, O" tartışmalarının peşine takılmak ana muhalefet partisinin gündemi olmamalı.
Son kurultay da, delegelerin görev verdiği, Genel Başkan Özgür Özel ve yönetim ile özellikle İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere CHP'li yerel yöneticiler günlük suni tartışmalardan uzak, halkın yaşamını kolaylaştırıcı projeleri hayata geçirmek için yarışmalı.
Günlük yaşam koşulları altında, mevsimsel sıcağın verdiği sıkıntıyı bile unutan, evine bir ekmek 5 tane zeytini nasıl götüreceğini düşünen, götüremeyen vatandaşın gündeminde, siyasi partilerin iç kavgaları yok. Bunu artık kabul edip, medyanın sosyal medyanın ürettiği gündemi değil, halkın sokağın gündemini izlemekte geç kalmak, yerel seçimde verilen gollük pası saha dışına atmaktır.
(Tuna BÜYÜKŞAHİN )
YORUMLAR