"Susmak, Yeni Acılara Davetiyedir..."
Yayınlanma :
07.02.2025 16:17
Güncelleme
: 07.02.2025 16:17
"Evet, bizler yaşıyoruz" derken durup düşündüğümüz bugünlerde, iki yıl önce 6 Şubat 2023 günü, ölüm ve yaşam arasındaki ince çizginin tamamen yok olduğu, 11 kentin cehenneme döndüğü, 53 bini aşkın canın yok olduğu kâbusu hatırlayıp yutkunuyoruz. Ülkemizin bir deprem kuşağı olduğunu biliyoruz, Erzincan depremi, büyük İstanbul/Marmara depremi gibi on binlerce canı yitirdiğimiz depremlerden yeterince ders çıkarıldı mı? Hayır. Bu büyük acılardan sonra yaşanan Van, Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş depremleri de bir kez daha gösterdi ki, iktidarların yerel yönetimlerin siyasi yatırım, acıları oya çevirme, yıkımı yeni yapılaşmayı sadece ekonomik rant olarak gören iş adamlarının, bilimsellikten uzak, depreme dayanıklı bir kentleşme yerine kentleri düzensiz betona boğmasını hep birlikte izliyoruz. Deprem bölgesinde 650 bin insanın halen çadır ve konteynerlerde yaşamaya çalıştığı gerçeği, yazılı ve görsel medyada, akıtılan gözyaşlarının anlık, kamera ve objektifler karşısında, inandırıcılıktan uzak olduğu tartışmaya gerek kalmayacak kadar acı bir gerçek değil mi?
Büyük acının 2. yılında, yaşanan acıların tazelendiği isimli isimsiz mezarların ziyaretinde yaşanan acı, çaresizliği yeniden yaşayan ve çözüm bekleyenlerle empati yapan, "yaşıyorum, iyiyim" derken sesi titreyen milyonlar ülkemizin bir deprem kuşağı üzerinde olduğunu hiç unutmamalı. Tabii, iktidar ve yerel sorumlularında, konuşma zamanının bittiğini, çözüm odaklı projelerin hızla uygulanması zamanı olduğunu, sadece anma törenlerinde değil her gün hatırlaması unutmaması gerekiyor.
Deprem farkındalığını yaratmak, acıları unutmamak için büyük depremi yaşamış kentlerde, çok sayıda cana mezar olan "bir lira yerine beş lira kazanayım" diyenlerce dikilen, özellikle "lüks yaşam" olarak pazarlanan bazı binaların enkazları korunup sergilenmeli ki; bu binalarla aynı akıbeti yaşayan, acıların yaşanmasına neden olanlar, buna izin veren denetlemeyenler siyasi görüşü görevi mesleği ne olursa olsun unutulmasın. Unutmak yeni büyük acıların yaşanmasına davetiye çıkarmaktır.
O nedenle, Bolu Kartalkaya'da 78 insanın ölümüne neden olan otel yangını gibi felaketlerin yıl dönümünde de yine günlük "ah vah yazıkla" sözcükler ve yüz ifadelerine tanık olmamak için, Kahramanmaraş Merkezli büyük depremin yıl dönümünde,
" Üşüdüm, acıktım, susadım" demeye milyonların utandığı, suçluların sustuğu günlerde, suçluluk duygusu hissederek yaşamamak için bir kez daha "Rant için kentleşme " değil, "depreme dayanıklı güven içinde yaşanabilir kentler istiyoruz" çığlığını iktidar ve yerel yönetimlere her gün her an duyurmak gerektiğini unutmayalım. Tüm depremlerde büyük felaketlerde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına, bu acıyı yüreğinde hissedenlere başsağlığı ve sabır diliyorum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: